Sayfalar

24 Kasım 2012 Cumartesi

ALIŞVERİŞŞŞ-Watsons-Sephora- Kiğılı (?)

Hiç sanmıyorum ki dünyada yeni bir şeylere sahip olduğunda mutlu olmayan bir kadın olsun.(Vardır elbet;ama felsefe yapmaya gerek yok şuan).Evet ben de bugün kendimi şımartmak istedim ve alışveriş yaptımmm. Aslında beni babam teşvik etti de diyebiliriz. Çünkü hep beraber alışverişe gittik. Herneyse neler aldım artık anlatayım.

Öncelikle methini çok duyduğum;fakat hiç kullanmadığım burun bantlarını aldım. Aslında ben burnumda siyah nokta olduğuna inanmayan bir insandım.Ta ki ışıkta burnumu boy aynama yaslayana kadar. Anladım ki arkadaşlar ben de siyah noktalı bir insanmışım ve buna bir çare bulmalıyım diyerek zaten aklımda olan watsons marka burun bantlarına yapıştım.Bu bantları suyla ıslattığınız cildinize kuru ellerle yapıştırıp 15 dakika bekliyorsunuz sonra da ayna gibi parlıyorsunuz.Tabi çok hassas ve allerjik eğilimli bir cildiniz varsa kullanmasanız daha iyi olur gibime geliyor.




Sonra ben kendime aşık olduğum RIMMEL London ojelerinden aldıımmm geneee! Gene? Evet bütün seriyi tamamlamaya az kaldı. Bu sefer harika bir lacivert(Büyük ve güzel fırçalı olan) ve sedefli mor(60 saniyede kuruyan) aldım Kİ MORUM BU SENE NE KADAR MODA olduğunu söylememe gerek bile yok benceee.

Rimmel ojeleri neden seviyorum? Çünkü 60 saniyede kuruyan serisi gerçekten 60 saniyede kuruyor ve zaman tasarrufu yapmak isteyenler için ideal bence. Ama çabuk kıvamlanabiliyor. Kullanırken kapağını açık bırakmamaya dikkat etmek gerek. Büyük fırçalı ojelerse gerçekten çok başarılı.Sürümü kolay. Kalyon ojeleri gibi uhu kokmuyor.Tabi bu sizin için iyi bir özellik olmayadabilir.Belki de siz oje sürerken kafa yapmak isteyenlerdensinizdir ama Rimmel bunu yapmıyor arkadaşlar.Uzun sürede kalıcılık vaad ediyor.Ben her gün farklı renk sürdüğüm için kalıcılığıyla ilgili yorum yapamayacağım.
İşte aldığım ojeler

400 Blue vogue


193 Black Cherries



Sonra ben Dior, YSL ve Givennchy'den başka ruj kullanmam derken bir de baktım Rimmel'in harika rujları var. Neden dedim neden olmasın!!! Üstelik de bu kadar ucuz iken ve tabiki Rimmel Kate MOSS serisinden 04 numara mürdüm rengi bir ruj aldım. Rengi bana yakışmadı. Gece annem görse korkar. Hortlamış babannesi gelmiş sanar o derece zombi misali oldum. Ama bu ruju güzel bir gece makyajı- bu makyaj şeftalimsi bronza kayan allık ve kahve-şampanya arası bir renk yelpazesindeki göz makyajı oluyor- kullanacağım. Bu arada müthiş pigmentasyon ve nem verme özelliği var.



Sonra bir de ne göreyim Golden Rose'da muhteşem bir kırmızı. Tam benim Sephora'da manyak gibi dönüp dolaşıp arayıp bulamadığım kırmızı!!!!!! Vitamin E'li 120 numarası.


ya cidden bu ruja bayıldım!! Ne çok parlak ne çok mat tam istediğim dokuda.Daha önce Lancome'dan buna benzer belki 2 ton olabilir açık kırmızısını almıştım ve dudaklarımı inanılmaz kurutıyordu.

Tabi SEPHORASIZ GÜN GEÇMEZ!!!!

Sephora'dan çok merak ettiğim makyaj bazını aldım.Profesyonel makyözlerin kullandığı bir ürün olduğu için ilgimi çekti açıkcası.Önce elime bir sıktım dedim neymiş bu dedim.Vaaay anasını dedim harika bir şey bu ya! Bildiğiniz ipek gibi bir elim oldu sanki. Benim değil de peri kızının eliymişcesine parıl parıl ohh dedim ne ala o zaman alayım bari. 25 tl olduğunu da görünce yapıştım vallaha. Ama ne yalan söleyim.Ürün küçük yani minik. hatta minicik. 15ml kadar. Neyse gene de değer yaaa !

Zaten önemli olan bazı çoooook ince sürmek. Bir pompadan gelen ürün bile fazla olabilir. Bazla ilgili aslında konuşmak istediklerimi ayrı bir başlıkta anlatmayı planlıyorum.

Ve benim bir pudraya ihtiyacım vardı. Çünkü benim pudramın dibi gözükmüştü. Üstelik de beni havuç gibi yapmasına rağmen! Kullandım yani para vermişim o kadar napim atim mi? Sonra Sephora'nın kendi ürünü olan 8 saat kalıcılık vaad eden neredeyse transparan bembeyaz bir pudra aldım. Benim solaryumlu yüzümle bu bembeyaz pudra hemen hemen aynı renkte. Kalıcılığını da göreceğiz. Hadi bakalım!!



Kiğılı.. Kiğılı mı? Evet oranın tam olarak bir bay mağazası olduğunu ve hiç bir ürün satmadıklarını ben de en az sizin kadar biliyorum.Amma velakin babam kendine pantolonlar, kazaklar, montlar alırken bakamadım öle eşşeğini satan Sezercik gibi. Babamın aldığı kazakların birinin aynısının farklı rengini de kendime aldım.Tabi ben XS giyen bir insanken M beden aldığım kazağı çalışanlar bil garipsedi. Ama bilmiyorlar ki ben bu kazağa neler yapabilirim.İlk bakışta kimsenin bir şeye benzetemeyeceği bu harika ve basic parça nelere kadir olabilir?
1.siyah pileli dizde biten deri bir etekle içime sokar boynuna da bir eşarp bağlarım. İşte müthiş bir styling!!!

2.yine aynı şekilde deri bir eteğin dışına bırakır belime incecik bir kemer takarım.

3.skinny siyah jeans ve stilettolarla üstüne siyah bir ceket giyerim!!!

4.Deri taytla giyerim

yani işin aslı bu kazağı ben her türlü giyerim.%100  MERİNOS YÜNÜ yumuşacık, incecik üstelik de babam ödüyor (: Kaçırmak için fazla iyi!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder