Sayfalar

24 Kasım 2012 Cumartesi

ALIŞVERİŞŞŞ-Watsons-Sephora- Kiğılı (?)

Hiç sanmıyorum ki dünyada yeni bir şeylere sahip olduğunda mutlu olmayan bir kadın olsun.(Vardır elbet;ama felsefe yapmaya gerek yok şuan).Evet ben de bugün kendimi şımartmak istedim ve alışveriş yaptımmm. Aslında beni babam teşvik etti de diyebiliriz. Çünkü hep beraber alışverişe gittik. Herneyse neler aldım artık anlatayım.

Öncelikle methini çok duyduğum;fakat hiç kullanmadığım burun bantlarını aldım. Aslında ben burnumda siyah nokta olduğuna inanmayan bir insandım.Ta ki ışıkta burnumu boy aynama yaslayana kadar. Anladım ki arkadaşlar ben de siyah noktalı bir insanmışım ve buna bir çare bulmalıyım diyerek zaten aklımda olan watsons marka burun bantlarına yapıştım.Bu bantları suyla ıslattığınız cildinize kuru ellerle yapıştırıp 15 dakika bekliyorsunuz sonra da ayna gibi parlıyorsunuz.Tabi çok hassas ve allerjik eğilimli bir cildiniz varsa kullanmasanız daha iyi olur gibime geliyor.




Sonra ben kendime aşık olduğum RIMMEL London ojelerinden aldıımmm geneee! Gene? Evet bütün seriyi tamamlamaya az kaldı. Bu sefer harika bir lacivert(Büyük ve güzel fırçalı olan) ve sedefli mor(60 saniyede kuruyan) aldım Kİ MORUM BU SENE NE KADAR MODA olduğunu söylememe gerek bile yok benceee.

Rimmel ojeleri neden seviyorum? Çünkü 60 saniyede kuruyan serisi gerçekten 60 saniyede kuruyor ve zaman tasarrufu yapmak isteyenler için ideal bence. Ama çabuk kıvamlanabiliyor. Kullanırken kapağını açık bırakmamaya dikkat etmek gerek. Büyük fırçalı ojelerse gerçekten çok başarılı.Sürümü kolay. Kalyon ojeleri gibi uhu kokmuyor.Tabi bu sizin için iyi bir özellik olmayadabilir.Belki de siz oje sürerken kafa yapmak isteyenlerdensinizdir ama Rimmel bunu yapmıyor arkadaşlar.Uzun sürede kalıcılık vaad ediyor.Ben her gün farklı renk sürdüğüm için kalıcılığıyla ilgili yorum yapamayacağım.
İşte aldığım ojeler

400 Blue vogue


193 Black Cherries



Sonra ben Dior, YSL ve Givennchy'den başka ruj kullanmam derken bir de baktım Rimmel'in harika rujları var. Neden dedim neden olmasın!!! Üstelik de bu kadar ucuz iken ve tabiki Rimmel Kate MOSS serisinden 04 numara mürdüm rengi bir ruj aldım. Rengi bana yakışmadı. Gece annem görse korkar. Hortlamış babannesi gelmiş sanar o derece zombi misali oldum. Ama bu ruju güzel bir gece makyajı- bu makyaj şeftalimsi bronza kayan allık ve kahve-şampanya arası bir renk yelpazesindeki göz makyajı oluyor- kullanacağım. Bu arada müthiş pigmentasyon ve nem verme özelliği var.



Sonra bir de ne göreyim Golden Rose'da muhteşem bir kırmızı. Tam benim Sephora'da manyak gibi dönüp dolaşıp arayıp bulamadığım kırmızı!!!!!! Vitamin E'li 120 numarası.


ya cidden bu ruja bayıldım!! Ne çok parlak ne çok mat tam istediğim dokuda.Daha önce Lancome'dan buna benzer belki 2 ton olabilir açık kırmızısını almıştım ve dudaklarımı inanılmaz kurutıyordu.

Tabi SEPHORASIZ GÜN GEÇMEZ!!!!

Sephora'dan çok merak ettiğim makyaj bazını aldım.Profesyonel makyözlerin kullandığı bir ürün olduğu için ilgimi çekti açıkcası.Önce elime bir sıktım dedim neymiş bu dedim.Vaaay anasını dedim harika bir şey bu ya! Bildiğiniz ipek gibi bir elim oldu sanki. Benim değil de peri kızının eliymişcesine parıl parıl ohh dedim ne ala o zaman alayım bari. 25 tl olduğunu da görünce yapıştım vallaha. Ama ne yalan söleyim.Ürün küçük yani minik. hatta minicik. 15ml kadar. Neyse gene de değer yaaa !

Zaten önemli olan bazı çoooook ince sürmek. Bir pompadan gelen ürün bile fazla olabilir. Bazla ilgili aslında konuşmak istediklerimi ayrı bir başlıkta anlatmayı planlıyorum.

Ve benim bir pudraya ihtiyacım vardı. Çünkü benim pudramın dibi gözükmüştü. Üstelik de beni havuç gibi yapmasına rağmen! Kullandım yani para vermişim o kadar napim atim mi? Sonra Sephora'nın kendi ürünü olan 8 saat kalıcılık vaad eden neredeyse transparan bembeyaz bir pudra aldım. Benim solaryumlu yüzümle bu bembeyaz pudra hemen hemen aynı renkte. Kalıcılığını da göreceğiz. Hadi bakalım!!



Kiğılı.. Kiğılı mı? Evet oranın tam olarak bir bay mağazası olduğunu ve hiç bir ürün satmadıklarını ben de en az sizin kadar biliyorum.Amma velakin babam kendine pantolonlar, kazaklar, montlar alırken bakamadım öle eşşeğini satan Sezercik gibi. Babamın aldığı kazakların birinin aynısının farklı rengini de kendime aldım.Tabi ben XS giyen bir insanken M beden aldığım kazağı çalışanlar bil garipsedi. Ama bilmiyorlar ki ben bu kazağa neler yapabilirim.İlk bakışta kimsenin bir şeye benzetemeyeceği bu harika ve basic parça nelere kadir olabilir?
1.siyah pileli dizde biten deri bir etekle içime sokar boynuna da bir eşarp bağlarım. İşte müthiş bir styling!!!

2.yine aynı şekilde deri bir eteğin dışına bırakır belime incecik bir kemer takarım.

3.skinny siyah jeans ve stilettolarla üstüne siyah bir ceket giyerim!!!

4.Deri taytla giyerim

yani işin aslı bu kazağı ben her türlü giyerim.%100  MERİNOS YÜNÜ yumuşacık, incecik üstelik de babam ödüyor (: Kaçırmak için fazla iyi!!


23 Kasım 2012 Cuma

Göz Makyaj Temizleyicileri

Günün önemli sorunlarından biri. Bir kere göz makyajı temizlemek çok önemli. İçindeki maddeler neler, cilde allerji yapıyor mu? Sonuçta göz çevresi çok hassas.Özellikle de benim. Kendime uyanları bulmak için çok çaba sarf ettim doğrusu neler neler denedim. Şimdi bunlara bir göz atalım bakalım.

1. Olay (sözde) waterproof göz makyaj temizleyicisi: Ben bu ürünü kullanamadım arkadaşlar direk çöpe attım. O zamanlar Lancome Hypnose Drama Waterproof maskara kullanıdığım için böyle bir temizleyici almıştım. Gözlerimi inanılmaz yaktı ve kirpiklerimi kopardım resmen rimeli çıkaracağım diye.


2.Loreal makyaj temizleyicisi:Kuzenimin nefret ettiği; ama benim bayıldığım bir temizleyici. Hassas gözlere uygun olduğu yazıyor ve bence uygun üstelik güzel temizliyor. Bende yanma da yapmadı.


3.Yves Rocher göz makyaj temizleyicisi: Bu ürünü Y.R. ilk kez kart açtırdığınızda yaptığınız ilk alışverişle beraber hediye ediyor. Tek bazlı bir ürün.Tabi bir de doğal. Özellikle göz çevresine doğal ürünler kullanmak bence daha önemli. Güzel temizliyordu. Hatta pamuktaki makyajın üstüne dökünce pamuk bembeyaz oluyordu akıp gidiodu makyaj kesinlikle başarılıydı ve bu ürünü bitirdim.

4.Sephora İki Fazlı Waterproof göz makyaj temizleyicisi: İşte bu ürün bir harika. Kesinlikle müthiş bir temizlik ve asla göze rahatsızlık vermiyor. Çalkala kullan!

5. Yves Saint Laurent göz makyaj temizleyicisi: Bu ürün de gerçekten harika. Gözlerimi hiç yakmadı,performansı başarılı ama Sephora'dan pek farklı da değil.Tek büyük fark fiyatları :D



Ama ama bence en iyi göz makyaj temizleyicisi gül yağı.Hem tüy köklerini beslemio,hem gözleri nemlendirio, hem çok güzel temizliyor hem de çok doğal tabi ki tercih sizin (:

22 Kasım 2012 Perşembe

Kısaca Kış makyajı

Kışa doğru adım adım gittiğimiz bu günlerde makyaj trendleri de değişiyor haliyle. Beni en mutlu eden şeylerden biri Şarap renginin moda olması. Geçen kış aldığım rujumlar şimdiden trendi bir görünüm elde ediyorum yani :P

Kışın pembeler,uçuk maviler,açık yeşiller falanlar filanlar olmuyor arkadaşlar. Kışın daha sofistike renkler tercih etmek gerekiyor. Kırmızılar, kahve tonları, bej tonlar, şampanya rengi, gül kurusu ve şarap rengi. Tabi bu renkleri nerenizde kullanmak istediğiniz de çok önemli. Aslında hepsi oje olabilecekken asıl konumuz makyaj olduğu için ruj ve far uyumuna bakmak lazım. Bordo, gül kurusu, kırmızı gibi rujları aman aman sakın ola yeşillerle, mavilerle falan kullanayım demeyin. Bej,sütlü kahve, vizon, şampanya gibi gibi tonlar tam olarak bu rujlar için seçilebilecek göz makyaj renkleridir. Tabi nude dudaklarla (nötr renkli) yapılacak siyahlı grili ya da daha çarpıcı göz makyajının da yeri ayrı. Ama sistem basit gözleri patlatıyorsan yüzünle destekle dudakları sindir. Dudaklar patlıyorsa diğer tarafları daha sade tut.

Allık konusuna gelirsek bence bordo,kırmızı..vs vs rujlarla sürülen pembe ve şeftali tonları çok vasatken bronz allıkların etkisi bir o kadar harika oluveriyor.Tabi hafif bir makyaj ile pembemsi şeftalimsi tonları tek geçerim.

Bunlara ait örneklere bakarsanız aslında demek istediğimi daha kolay anlayacaksınız. (: soğuk havaları makyajınızla ısıtın kızlar!


 Bence bu bordo ruhu kullanmanın en güzel örneklerinden biri!!!



Ve tabi bronz bir tende de kırmızın rujun ne kadar harika durabileceğine dair harika bir örnek.




İyi makyaj nasıl yapılır?

Şimdi makyaj nasıl yapılır burada konuşacağız.
Bir kere en önemli şey temiz bir cilt. Özel bir yere gideceksiniz. Makyaj yapmak istiyorsunuz ya da hiç fark etmez sadece kalıcı ve düzgün bir makyaj istiyorsunuz.

Öncelikle cildinizi temizleyicinizle yıkayıp bir güzel toniğinizle silin. Sonra kullanıyorsanız göz altı nemlendiricinizi (ki kullanmakta fayda var kaz ayaklarını kim ister) sonra da yüz nemlendiricinizi sürün. Mümkünse hatta göz kreminizi sürdüğünüz parmağınızı yüz kreminiz için kullanmayın.Yani ikisinin karışmaması önemli. Bunun için kozmetik amaçlı kulak çubuklarının türevlerini de kullanabilirsiniz.Özellikle göz altlarınıza krem sürerken. 

Cildiniz nemlendiriciyici emdikten sonra gözünüze göz bazı (primer) ve cildinize de makyaj bazı (make up primer)sürmelisiniz. Bu şekilde makyajınız hem daha uzun süre kalır hem de daha kusursuz gözükür. Far sürmek istemiyorsanız bile gözünüze süreceğiniz primer yüzünüzle göz kapaklarınız arasındaki bütünlüğü sağlayacaktır.Eğer göz makyajı yapacaksanız ki dumanlı bir makyaj olacaksa bu formülü şudur,

Not: Cilt bazınızı göz makyajınız bittiğinde sürün ki düşen far tozları cildinize yapışmasın.

1.Primer sür ve kurumasını bekle
2.Açık renk farı göz kapağına uygula
3.Daha koyu bir farı göz çukuruna sür ve gölge yap.(Göz çukuru deyince anlaşılmayabiliyor. Göz çukuru gözünüzle kaç kemiğiniz arasında kalan bölge)

Şu siyahla çizilmiş olan alan. Bu aslında bir estetik resmi ben de bunu şu siteden aldım.

4.Göz kapağının şakaklara doğru olan bitimine en koyu renk farınızı dokundurun ve en sonunda hepsini karıştırın.Daha sonra eyeliner ya da bir kalemle üzerinden geçin ve rimmelinizi sürün.

Göz makyajınız bittiğinde göz altlarınıza far tozları dökülmüşse onlardan kurtulun (pudra fırçasıyla gibi her hangi bir fırçayla olabilir) ve yüz bazınızı sürün. Bazınızın sabitlendiğini düşünüyorsanız concealer yani kapatıcınızı parmak uçlarınızla ya da bir fırçayla yavaş yavaş problemli bölgelere dokundurun ve üzerinden  (sadece o bölelere purda ile geçin). Tabi biraz bekleyin ki fondeteinle karışmasın sürdükleriniz. Artık fondeteine geçebilirsiniz. Bir fondetein fırçası ya da nemli bir makyaj süngeriyle uygulamanızı yapın.Elmacık kemiklerinizin üstüne,alnınızın ortasına,dudak üstüne(dudağınızın daha dolgun gözükmesini sağlayacaktır) ve çenenize highlighter yani aydınlatıcınızı uygulayın. Daha sonra yanaklarınızın çukurlarına bronzer pudra ile bir gölge verin.Bu elmacık kemiklerinizin daha belirgin olmasını sağlayacaktır. Aynı şekilde isterseniz alın kenarlarınıza ve çene kenarlarınıza da uygulayabilirsiniz. Gülümseyip allığınızı da sürdükten sonra tercihem transparak bir pudrayla makyajınızı sabitleyin. Siz de benim gibi pudra sevmeyenlerden iseniz makyaj bitirici ya da aydınlatıcı bir sprey kullanabilirsiniz. son olarak da duduaklarınızın ortasından başlayarak rujunuzla makyajınızı bitirin. 

Bak Yeni Yıl Geliyor İndirim Getiriyor!!!!

Evvet arkadaşlar!! Yeni yılın yaklaşmasıyla kozmetik üreticileri kofreleri piyasaya sürdüler... Neler var neler 700 liralık setlr 150 liralara yok bilmem kaç liralıklar bilmem kaç liralara satılıyor.Tabi bunlar Sephora'da olmuyor.Şahsen benim için Sephora'da alışveriş yapmak ayrı bir zevk iken Boyner ve YKM indirim konusunda aşmış durumdalar. Gerçi 25 Kasım'a kadar Sephora markasına ait olmayan her hangi eski makyaj malzemelerinizi Sephora'ya götürdüğünüzde Sephora markalı ürünlere %40 indirimle sahip oluyorsunuz. Ama orada o kadar fazla marka varken Sephora'nın kendi markasına dönüp bakasınız gelirse...

Her neyse şu ara Boyner'lerde ve YKM'lerde Cliniqu'nin All About Eyes (Göz kremi, serumu...vs.), temizleyici-tonik-nemlendirici setleri makyaj setleri setleri de setleri çok uygun fiyatlarla satılıyor. Ben de kendi payıma düşeni aldım tabi. Ancak ben kendime cilt ürünlerinden ziyade makyaj seti aldım.


İşte bebeklerim

Burada bir far paleti, bir kirpik altı rimmeli, bir rimmel bir kalem ve chubby stick var!!!! Chubby stickleri hep denemek istemiştim;ama YSL'nin voluptesi ve Dior Addict'in yapılarını sevdiğim için pek de cesaret edememiştim.Sonunda elime geçti ve bunların hepsi 99.00 tl gibi bir fiyata benim oldu!!!

Rimmel gayet başarılı,(Clinique de rimmel mi yaparmış diyen ben söylüyorum bunu) High Impackt Mascara 01 numara siyah ve uzatıcı dolgunlaştırıcı etkisi oldu bende.

Kirpik altı maskarası da oldukça kolay kullanımlı ve başarılı bence.

Cream shaper for eyes kalemi benim elimdeki kahverengi. Kahverengi aslında hiç kullanmadığım bir renk ama paletle beraber düşününce güzel olabilir gibi geliyor. Oldukça yumuşak bir yapısı var ve çok kolay sürülüyor.

Chubby stick 06 Whoppin'watermelon benim dudaklarımla aynı renk çıktı pek kullanacağımı sanmıyorum;ama doğal bir makyaj için tabi ideal.

Far ise K62 numaralı palet genelde mor ve kahverengi ağırlıklı.Özellikle içinden çıkan fırçaya bayıldım.



en pembe renk rujun duruşu diğer sedefliler ise farlar.Işıktan dolayı çok belli olmuyorlar. Kalem de göründüğü gibi hepsini bi yerde yapıverdim :D


Bu arada şahane pembe makyaj çantası sanırım bu seti almama sebep oldu :S

Duş jelleri,Sabunlar,Lotionlar,Butterlar

Koku..Patrick Süskind ne kadar da tutkulu anlatmamış mı kokuyu. Jean Baptiste kadar olmasa da çok iyi bir burnum vardır. Kokladığım kokuyu asla unutmam. Kokladığım kokunun içindekileri de ayırt edebilirim. Ee tabi hal böyle olunca da koku bir tutku oluyor. 

Duş alırken muhteşem kokular duymak benim için bir terapi niteliğinde. Hele de annem evde yoksa ve ben buharla beraber müzik de açmışsam ooooh değmeyin keyfime kim takar komşuyu, suyu... 

Her neyse. Evet kokuları o kadar harika duş jelleri var ki ben onlara ölürüm ölürüm. Tabi yaz için ve kış için aynı kokuları kullanamayan bir insanım çünkü bu konuda çok hassasım. Kışın çikolatalı,şekerli, odunsu ve baharatlı kokuları severken yazın daha fresh kokular tercih ediyorum.

Öncelikle maalesef Ankara'da olmayan ve gelmesi için aylardır dua ettiğim BATH&BODY WORKS bir ikon bence!!! Resmen parfüm gibi. Kokuları üzerinizden çıkmıyor Allah çıkmıyor. Koku seçeneği de o kadar geniş ki!! Şahsen ben En büyük boydaki Coconut Aurubasından bir body cream! Yok böyle bir koku resmen parfüm gibi kokuyormuşum! İnanılmaz yumuşatıyor, hemen emiliyor, buram buram kokuyor ve maalesef bitiyor :( resimde de göreceğiniz gibi kestim son damlasına kadar kullanacağım. Bu hindistan cevizi kokulu creami sevmeyecek insan yoktur bence.

 Yazın ise bu bebekleri kullandım. Mükemmel nemlendirdiler lotion olmalarına rağmen. Kokuların kalıcılıkları, nemlendirme özellikleri ve kokuları harika. Hemen emiliyorlar ve benden 10 yıldızı kapıyorlar.


Victoria Secret ise Türkiyede bence kalite namına bir şey vermiyor. Tekstil için de kozmetik için de! Gel gelelim ben de bir furyaya kapılıp body lotionlarım bitecek diye bir tane alıverdim. Tabi indirimden aldım yoksa salak değilim yani şuncacık şeye 40 küsür lira vereyim.Body Works olsa neyse. Her neyse nemlendiriciliği süper değil. Çabuk emiliyor. Kokusuna da pek aşık olamadım;ama kokusunun kalıcılığı başarılı duş alıp sürdüğünüzde üstünüze giydiğiniz şeyde kokusu kalıyor. Ama yine söylüyorum bir B&BW değil. Ben şunu almıştım. Bir daha alır mıyım? Aynı fiyata bulursam niye olmasın (:


Tabi bir de parfüm lotionları var ki ben de iki tane var şuan.Bir tanesi Armani Code ve diğeri Belle D'Opium  Yves Saint Laurent. Armani bitmek üzere ama YSL'yi kullanmaya kıyamadım açıkcası. Tabi kalitelerini söylemeye bile gerek yok. Harika kokuyorlar harika nem veriyorlar. Ben parfümle beraber set halinde almıştım ikisini de haricen almam çok pahalılar :D



Duş jellerine gelecek olursak B&BW'ten aldığım duş jelim başta mükemmel ötesi koksa da kardeşimin buhar banyosunu açıp açıp jelimi bozmasıyla şuan tam olarak balık yağı gibi kokuyor.Duş alırken bir anda Türkan Şoray gibi 'Paluklarım tazedir.Gelip,görüp,alsana' diye bağırasım geliyor. O yüzden artık kullanılmayanlar listesine girdi. Hiç yakışmadı Bath and Body Workse.


Tabi kış gelince çikolata sevdam dile geldi ve hemen Sephora'dan Chocolate duş jelini alıverdim. Ben ettim siz etmeyin.Sephora'da kansorojenmiş.Bakınız üstelik öyle duştan çıkınca kokusu falan da kalmıyor. Ya da müthiş yumuşamış cildiniz olmuyor. Ama duşta kendinizi Kleopatra'nın kakao bulunduktan sonraki hali olarak hayal edebilirsiniz.

Yves Rocher'e gelirsek onunla ilgili bir resim koymaya gerek duymuyorum zira ne kokuları ne yapıları hoşuma gitmiyor.

Body Shop!!!!! Evet bu seri gerçekten olağan ötesi!!!! Bir şey söylemeye gerek yok!


Bir de sabunlardan bahsedelim de ayıp olmasın. Body Line'ın üzümlü sabunu!!!! Resmen mücevher değerinde!! Kime koklattıysam hayran kaldı! Yapısı, yumuşatması, kokusunun kalıcılığı... Yok böyle bir sabun!!! Ama tabi biraz pahalı (: Sene de iki üç kez alıp kendimizi şırmatmalık..Resimleri yok; ama bir body line noktası görürseniz koşarak gidin ve üzüm çekirdekli olan sabunu koklayın bence vazgeçemeyeceksiniz.

Ah tabi bir de Vaselline var!!! Geçen gün Gratis'ten indirimli olarak 12.90'a aldığım ikili gerçekten kötü!! Kakaolu diye aldım.Vaselline diye aldım.Reklamlara inandım da aldım. Amma velakin ne emiliyor ne kokusu kalıyor vıcık vıcık hiç sevmediğim bir şey çıktı üstelik de allerji yaptı. Şimdi sadece el kremi olarak kullanılıyorlar!


ŞAMPUANLAR???

ARKADAŞLAR GÜNÜN MODA CÜMLESİNİ SÖYLÜYORUM, SÜLFAATSIZ SAMPUAN SEÇİN!
Bir sürü doğal şampuan var piyasada ben de o bir çoklarını kullandım.Tresan bir ara favorimdi;ama nedense şuan hatırlamadığım bir sebepten kullanmayı bıraktım. Live Clean, Tresan
Evet 23 yaşımdayım ve işte bu benim şampuanım diyebileceğim şampuanı sonunda bu sene buldum!
Benim ince telli, aslında düz ama dalgalı da olabilen (banyondan ilk çıktığım gün dalgalı ertesi gün düz değişik bir saç), şuanda da röfleli saçlarım var. Aslında saçlarım parlak ve güzeldi. Herkes de çok beğenirdi. Ta kii o muhteşem tatile gidene kadar. Şampuan nedir unuttu saçlarım. Bakım mı? O da ne? Bakım ne arar la pazarda! Ay o yanlış oldu. Evet her neyse benim prenses saçlarım gitti kül kedisinin küllü kafası geldi. Böyle bir kırılmalar, bir dökülmeler, elimde kalan saçlar... Aman aman düşmanımın başına demem yani.

Neyse sonra ben biraz Pantene, biraz Elseve,biraz Giovanni -ki güya pahalı olur kendisi- biraz schwarzkopf kullandım (anam daha neler kullandım da peeh!) ve benim için şampuan schwarzkopftur dedim.
Tabi bir ara da doğal şampuanlara kafayı takıp saçlarımı rezil etmiştim.Yok bilmem ne otlu bilmem ne şampuanı da yok bilmem ne de... Yok anam benim saçlar doğallığı sevmiyor.(Tabi Bioderma'yı burdan uzak tutuyorum her ne kadar tester kullanmış olsam da güzeldi bence.) İlla kimyasal olacak! Olacaktı yaniii ;)

 Glis serisi gerçekten güzeldi. Hele o çalkala sık spreyler var ya. Neler neler var o seride.  Resimdekilerin hepsini kullandım ve fikirlerimi yazıyorum.


Şampuanı güzel temizliyor ve mis gibi kokuyor. Saçları da yumuşatıyor bence. Ama siyah olan seri fazlaca keratin yüklü olduğundan ki ben de onu kullandığımdan saçlar ağır ağır oluyor. Ama ipek gibi de yumuşuyor yani.Tabi bu arada benim saçlarım dökülmeye devam ediyordu.

Isıdan koruyucusu ÇOK KÖTÜ!! Saçlar yapış yapış oluyor ve sen şekil verene kadar o kafasına esen şekli alıveriyor valla...( ısıdan koruyucu bu seriye ait olmadığından yukarıda yok)

Serumu sprey olarak da kremsi olanı da gerçekten güzel. Ama sprey saçları ağırlaştırıyor. Ben en sondaki maskeyi kullandığımda krem kullanma ihtiyacı hissetmiyordum mesela. Kremi de biraz ağır; ama mesela sabunla yıkamak zorunda kalsanız saçlarınızı ipek gibi yapabilir.

Neyse sonra ben BİOBLAS ile tanıştım. Thermal Effekt kuru saçlar için olan şampuanı gerçekten çok başarılı. Onunla beraber de sarmaşık özlü saç uzatan kremini aldım. RESMEN  SAÇLARIM UZADI!!!! BENİM UZAMAYAN SAÇLARIM UZADI! Yukarıda link verdim ki siz de kendi şampuanınızı bulun anacım!

Şuan bu ikisiyle beraber John Frieda'nın kırmızı onarıcı serumunu ve Pantene'in çift fazlı onarıcı koruyucu spreyini kullanıyorum. Her an bir şampuan reklamından ekranlara adım atabilirim o derece süper saçlarım oldu :P her ne kadar bi karış saçlarım olsa da çok sağlıklılar şuanda. Kesinlikle erkek kardeşim de ben de Bioblas'cıyız bundan sonra!

Bu da J.F.'nın serumu. Fiat kalite olarak değerlendirirsem değmez bence yeniden almayı düşünmüyorum şahsen.Tabi bu başarısız demek değil. Güzel onarma sağlıyor;ama maske için pahalı sanki ha?

BB KREM NE DEĞİLDİR?

Evet arkadaşlar BB kremler 2012'nin patlayan bombası! Ama maalesef BB krem nedir bilen yok gibi bir şey. O yüzden ben de BB krem ne değildir demek istedim.

BB krem bir renkli nemlendirici değildir.
BB krem bir Fondetein değildir.
BB krem gece kullanılabilecek bir krem hiç değildir!
Ucuz kremler de BB krem değildir arkadaşlar.

BB krem aslında estetik ameliyat geçiren hastalar için morluk, leke, iz tedavisi amacıyla geliştirilmiş kapatıcı güneş korumalı nemlendirici özelliği olan aslında medikal kremlerdir. Genelde Uzak Doğu'da asıl BB kremler satılmakla beraber Almanya'da da gerçekten iyi markalar olduğunu duydum. Maalesef arkadaşlar Uzak Doğu'lu kardeşlerimiz bu Avrupa'ya ihrat etmiyorlar henüz ve bulmak pek de kolay değil. Buldunuzda ise göreceğiniz renkler sizi pek mutlu etmeyecektir bence eğer ki Uzak Doğu'lu bir dedeniz yoksa. Bu arada artık sevgili Sephoramızda da Erborian'ın BB kremleri satılmaya başlandı ve dünyanın en iiyi BB'si deniyor onun için. Tabi LAura MErcier ve Benefit de kullanılabilecek çok güzel ürünler.. DENENMELİ!

Her neyse ben de Garnier ucuz diye bir anlık alışveriş krizimde tutamadım kendimi ve 17 lira yeaaa nolcahh al gitsin dedim.Aldım gitti.Cildim kesinlikle emmedi. Hatta kustu kremi. Böyle elimi sürdükçe elime geliyor resmen. Açıkcası rengi de bana pek gitmedi. Çok çok kuru bir cildiniz yoksa kullanmanızı tavsiye etmem. Benim karma bir cildim olduğu için kimi yerlerde başarılı olsa da yağlı bölgelerim adete bir bataklık.. Bir cakee görünüm oluşa geldi. Bu arada benim cildimdeki kırmızı izleri de kapatmadı. Kırmızı iz dediğim de o günkü çıkmış sivilce izi yani. Concealer kullanmak gerek altına ki bu da aslında BB kremin doğasına aykırı. Ama kullanılmayacak gibi mi? Hayır tabiki at çantaya elbet bir gün lazım olur belli mi olur. (:
Bendeki de bu açık renkli olanı. Tabi bende gene koyu durdu ilk aldığımda ama biraz solaryumdan sonra hiç fena olmadı. Bu arada yüzüme solaryum sonrası sürdüm ve iyi geldi bu da dip notum olsun (:


Bobbi Brown!!! Eveet BB kremi Türkiye'ye ilk getiren markalardan birisi ki fondetein gibi bir yapısı var Bobbi Brown'un kapatıcılığı güzel ciltte duruşu çok güzel. Gerisi benim için o noktadan sonra pek önemli olmadı zira. (:



Bir de iyi olduğunu düşündüğüm diğer marka Clinique. Evet Milliyet Gazetesinde böyle bir haber var. Aama bugün domates bile kansorojenken seçim sizin tabi.

Bu arada Este Lauder'ın da çok iyi olduğunu duymuştum. Ama denemedim.

Watsonslarda da maşallah neye elinizi atsanız BB krem. Arko bile yapcak bence yakında el için BB krem, ayak için BB krem.. Göz altı için bile varken. Gerçi ben Garnier'in göz altı roll on larını çok seviyorum ve kim sorsam çok seviyorken eee ben de bir göz altı BB kremini deneyeyim bari hadi öptüm bay!

AKNESİ (SİVİLCESİ) OLANLAR BURAYA ALALIM...

Gelin gelin gelin.. Koşun kızlar,acele edin! Evet çağın vebası, ergenlerin korkulu rüyası AKNE! Şahsen ben çok kolay ve duru bir ciltle aknesiz bir ergenlik geçirdim. Ara sıra kaşlarımı almaktan Hintli gibi iki kaşımın ortasında bir sivilce çıkardı o kadar. Ama ne olduysa oldu ve sivilcelerim çıkmaya başladı. Üstelik fondetein kullanmayan bir insandım. Sabah akşam aksatmadan yüzümü yıkardım. Öyle çekirdek,cips vs. de yemem yani 100 yıl önüme koymayın aklıma bile gelmez yemek. Haaa çikolata diyorsan dur orda. Kaçar mı buldum mu çiğnediğimi göremezsin. Direk mideye indiririm. Ama çikolata sivilce yapıyor olsaydı aile boyu sivilceli olurduk. Yüzümüzden ayağımızdaki küçük parmağa kadar. Yani en azından benim için durum böyle.Çikolataya allerjim yok çok şükür!

Gel gelelim fasulyenin faydalarına. Doktora gittim İstanbul'da bir özel hastanede.Doktor bbey hiç bir tahlil yapmadan hormonal dedi.Bir Sebamed sabun bir de sivilce merhemi verdi ki hiiiiiç bir faydasını görmedim Allah var. Sonra Marmara Forum'daki Boyner'de gezinirken öylesine Clinique standında bir bayanla konuştum. Kendisi belli ki baya bilgili. Markasını tanıyor. Tanıtmayı başarıyor.(Şahsen ne uzmanlar gördüm ne sattığını bilmiyor.) Bana Clinique Anti-Blemish serisini önerdi. Antibiotikle tedevi yapıyor. Kullandım.Biraz da hor kullandım çabucak bitti. Param da boşa gitti diye üzülürken baktım ben bu Blemish toniğe aşık oldum. Pudralı olduğu için yağı emiyor.Yüze bir duruluk veriyor ve sivilcelerde de etkisi oluyor. Ama velakin temizleyicisini hiç sevemedim! Hem de hiç! Sonra Tekin Acar'da sevimsiz bir kadın bana BIOTHERM'in
Pure-Peft skin serisinin temizleyicisini verdi. Allah'ım harika kokuyor.Bir haftada ne siyah nokta ne sivilce eser kalmadı. Ama ben daha iyisi peşine düşüne bir insan olduğum için o temizleyici bitince H2O'dan akne serisinin temizleyicisini aldım ki siz ALMAYIN!!! Temizlemiyor,köpürmüyor.. Ne işe yarıyor pek anlamadım aslında. Her neyse dün gidip ben gene BİOTHERM reyonunda bu bebekleri aldım.

Bu bebekler beni özlediğim o cildime yeniden kavuşturacak. Tabi bunları almadan önce özellikle Clinique reyonuna da uğradım ki rekabet sağlayayım bana bol bol sample versinler diye ki istediğimi kaptım.
Muhteşem yapılı göz kremleri, sivilce izi sonrası leke tedavi kremi ve günlük nemlendirici.

Ben bu bebeklerden bir torba dolusu aldım tabi ki. Göz altı nemlendiricisi sol üstte yeşil olanı  SKIN-ERGETIC EYES. Mükelmmel nemlendiricilik ve morluk tedavisi aynı zamanda genç kızlar için ilk oluşabilecek kaz ayakları için de tedavi edici özelliği var. Tamamen youth amaçlı sanki çok temiz ve hafif.

Beyaz olan Clinique Even Better gibi leke tedavi edici.Sivilcelerimden kurtulayım deneyeceğim inşallah.

Ve AQUASOURCE nemlendirici.Harika kokuyor. Su bazlı hiç yağ içermiyor.Bu nedenle akne sebebi olması zaten mümkün değil. Genelde WATSONSlardaki fake uzman kızlar 'Krem akne yapmaz' derler. He der geçerim ben de amma velakin yapar arkadaşlar aldanmayalım! Bu krem muhteşem. Eğer bunlara bütçe ayıramam diyenlerdenseniz makyaj malzemesi yerin 3 ayda 4 ayda bir bunları alın ki emin olun makyaksız daha güzel görünen bir cildiniz olacak.

Bu arada ben şuanda Clinique'ten şu nemlendiriciyi kullanıyorum.


Kesinlikle başarılı! Clinique ile ilgili Milliyet'te çıkan kansorojen haberinden sonra ne kadar uzaklaşmış olsam da başarılı arkadaşlar. Bir kere su bazlı.Sanki kış vakti nemlendirmez gibi geliyor ki-Ben suan Ankara'dayım ve burası resmen kışı yaşıyor-nemlendiriyor.Hem de yumuşacık yapıyor. Üstelik leblebi kadarcık ürün yüzümden artıp çeneme bile yetiyor. Bunu bitirince Biotherm'in nemlendiricilerini büyük bir zevk ile kullanacağım ki şimdi onun da açık resmini buraya ekliyorum.

Ve tabi akne diyip de akne söndürücü demezsek ayıp olur.O yüzden ne kadar işe yarıyor anlayamadığım Garnier ve Yves Rocher'in(Çok başarılı) renkli S.O.S. tedavi edicilerinden bahsetmek de istiyorum. Garnier daha uzun zamanda etki ediyor. Ama ediyor arkadaşlar. Gerçekten kurutuyor.Gece yatarken kullanıyorum onu. Y.R. ise renkli ki ben yanlış bir rengini almışım buna rağmen gene de kullanıyorum. Y.R., Garnier'den biraz daha pahalı ama biri 11.00 ise diğeri 18.90 tl civarında olmalı. Yani ciddi rakamlardan bahsetmiyoruz. Y.R. i sevmesem de bu ürünü gerçekten başarılı ve kısa süre içinde sonuç veren bir ürün.

Bu arada Loreal Pure Zone da kullandım akne için ve hiç memnun kalmadım. Yüzümde siyah noktalar oluşturdu. Buna rağmen akne sorununuz ciddi değilse kullanın bence çünkü müthiş rahatlatıcı ve güzel bir temizleyicidir ve ne zaman baksam WATSONSlarda indirimde en uygun fiatlı da orada sanırım. Yüzümde problem yokken favori temizleyicimdi doğrusu. Loreal'in bu iki temizleyicisi de çok başarılı bence temizlik açısından özellikle toniği ile birlikte şuan WATSONSlarda indirimde olan peeling siyah noktalara ölüüüüüüüm diyor. Vazgeçemeyeceğim peelingim kendisi.İste resimleri


RENKLERİ KİM SEVMEZ???

   Renkleri kim sevmez ki? Kırmızı,mor,llila,fuşya,sarı,antrasit... vs.. O kadar çok ki saymaya kalksam sanırım bu sayfa baya dolar. Bence insanlar renklerle yaşıyor. Bir bakıma renkler iç dünyamızın yansıması. Mesela baktım ben bugün biraz sofistikeyim. Neden mi? Çünkü ben bugün bordoyum. Yok tabi ki tırnaklarım bordo olanlar (: Renkleri taşımaktan en çok zevk aldığım yer tırnaklarım. Nerede değişik bir renk orada ben.. Tabi klasik kırmızı olmazsa olmaz! Tabi bu konuda bize büyük nimetler sunan kozmetik firmalarını da tebrik etmek lazım. Baktıkça tüm reyonu eve götüresi geliyor insanın. Bu ara Diamonds Tırnak trendine ben de kendimi kaptırdım. Kim kaptırmaz ki tabi (: o kadar harika ışıldıyorlar ki.. Sephora'da gördüm ilk tabi Ama aynısını WATSONS'da Alix Avien'de görünce yapıştım tabi. Sizinle de paylaşacağım tabi.. Yazdan kalma lezzetli çileklerrr veee tabi ki elmas parlaklığında tırnaklar (:



İşte buradalar.. Bu arada Alix Avien 110 numara resimlerde belli olmasada ışıkta elmas gibi parlıyorlar.

Altınd ise Rimmel 398 Black Pearl sürdüm